İzmir'de ‘Kuraklık ve Sulak Alanların Korunması Eylem Planı’ hazırlanacak.
Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Şehir Eşleştirme-II (Yeşil Gelecek için Şehir Eşleştirme) Hibe Programı (TTGS-II) çağrısı kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı ‘Kuraklık Yönetimi ve Sulak Alanların Korunması Yoluyla Sürdürülebilir Kentsel Gelecek Projesi’ hibe almaya hak kazandı. Proje kapsamında İzmir ve Slovenya’nın başkenti Lubliyana ile kuraklık yönetimi ve sulak alanları merkeze alan bir iklim köprüsü kurulacak. İzmir ve Lubliyana arasında kuraklıkla ilgili karşılıklı uzman ziyaretleri yapılacak, yerel ölçekte ortak bir ‘Kuraklık ve Sulak Alanların Korunması Eylem Planı’ hazırlanacak. Ayrıca Gediz Deltası’nda bir uygulama alanı oluşturularak kamuoyunun, özellikle de tarım sektöründe çalışanların farkındalık kazanması amaçlanıyor. Proje Kasım ayında başlayacak ve 12 ay sürecek. Projenin toplam bütçesi 116 bin euro. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Gitgide kuraklaşan dünyamızda çözümlerin yerel düzeyde bulunması çok önemli. Bu sorunun çözümü şehirlerin ve yerel yönetimlerin elinde ve en gerçekçi çözümler, yerel çözümler. Projemiz de yerel işbirliklerinin gerçekçi iklim çözümleri yaratmak konusunda ne kadar önemli olduğunu gösterecek,” dedi.
Adalar imar planına ilişkin itirazlar sürüyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Adalar Belediyesi tarafından adaların korunması ve imarının düzenlenmesini amaçlayan imar planına ilişkin Ada halkının itirazları sürüyor. İstanbul Adalar’da yaşayan yurttaşlar, Adalar İmar Planı hakkında çevreye, ekosisteme zarar vereceği, deprem riskinin dikkate almadığı, kamunun değil özel kişilerin çıkarını korumaya öncelik verdiği ve iklim krizini dikkate almadığı gerekçesiyle İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne giderek dava açtı. Dilekçeleri toplu olarak mahkemeye sunan Ada sakinleri, çıkışta bir de açıklama yaptı. Adalılar açıklamasında, daha önce de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na söz konusu plan hakkında dilekçe verdiklerini ancak yanıt alamadıklarını belirtti. Adalı yurttaşlar, imar planı ile adaların kültürel zenginliğinin göz ardı edildiğini ve kamu yararı gözetilmediğini de vurguladı.
Murat Dağı’na maden açılmak isteniyor
BirGün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre, Kütahya’nın Gediz İlçesinde yer alan ve Gediz Havzası için büyük bir öneme sahip olan Murat Dağı’na maden açılmak isteniyor. Bölgedeki yurttaşlar ise yaşam alanlarını korumak için mücadelelerini sürdürüyor. 2017’de eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yeğeni Bahattin Özal’ın sahibi olduğu maden şirketinin bölgede altın madeni girişimi, halkın direnişi ve itiraz davalarının kazanılmasıyla engellendi. Şirket tüm engellemelere rağmen geçen yıl ‘altın gümüş madeni kapasite artırımı, pasa döküm ve kırma eleme tesisi’ projesi için harekete geçti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise projeyle ilgili kararını açıkladı. Bakanlık projeye ‘Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumsuz’ kararı verdi. Açıklamada, “Proje ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenmiş ve değerlendirildi. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Bakanlığımızca 'ÇED Olumsuz' kararı verilmiş olup; Kütahya Valiliği tarafından kararın halka duyurulması gerekmekte,” denildi. Murat Dağı Yok Olmasın Platformu’nun sözcüsü Funda Öz Akcura, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Projeye gösterdiğimiz tepkiler bu sonucu ortaya çıkardı. Bundan sonraki hedefimiz, şirketin ruhsatını iptal ettirmek olacak. Bu şirket, birkaç yıl içerisinde yine geri gelecek ama biz hazırız. Bu bir başlangıç… Bölgede herhangi bir maden şirketinin proje süreci başlatmasına izin vermeyeceğiz. Murat Dağı’nı koruyacağız,” diye konuştu. Bakanlığın 1 Ocak 2023 - 17 Ekim 2023 tarihleri arasında sadece 10 projeye ‘ÇED olumsuz’ kararı verdiği görüldü. 418 projeye ÇED olumlu, 3 bin 932 projeye ÇED gerekli değil, 53 projeye ise ÇED gerekli kararı verdi. Bu yüzden Bakanlığın projeye ÇED olumsuz kararı vermesi projenin bölgeye vereceği tahribatı ortaya koyuyor.
Kuşadası’nda ölü üç deniz kaplumbağası bulundu
Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, sahile ölü üç yeşil deniz kaplumbağası vurdu. Deniz kaplumbağalarının hedef dışı av olarak ağlara takılıp boğularak öldükleri düşünülüyor. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, hassas tür olan yeşil deniz kaplumbağalarının beslenme alanlarının korunması gerektiğini söyledi. Kuşadası'nda biri Kadınlar Denizi'nde Deniz Polisi, diğer ikisi ise Güvercinada ve SGK Plajı'nda vatandaşlar tarafından olmak üzere ölü üç deniz kaplumbağası bulundu. Durum EKODOSD yetkililerine bildirildi. EKODOSD yetkilileri tarafından yapılan incelemede ölü deniz kaplumbağalarının üçünün de Chelonia mydas türü yeşil deniz kaplumbağası olduğu belirlendi. Üzerinde yapılan kontrollerde yara ve darp izinin bulunmayan deniz kaplumbağalarının, hedef dışı av olarak ağlara takılıp boğularak öldükleri üzerinde durulduğu bildirildi. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Gerekli ölçümleri ve kayıtları yapılan kaplumbağalardan aldığımız doku ve kabuk örnekleri bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'ne, kaplumbağaları da mikroplastik çalışmaları için Muğla'nın Ortaca ilçesi Dalyan Mahallesi'nde bulunan Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'ne (DEKAMER) gönderilmekte. Yuvalama alanları genellikle Hatay, Adana ve Mersin bölgelerinde olan yeşil deniz kaplumbağalarının özellikle juvenil olanlarının yoğun olarak Kuşadası Körfezi'ni beslenme alanı olarak kullandıklarını yaralı ya da ölen bireylerden görmekteyiz,” dedi.